Günlük arşivler: 12 Aralık 2006

İĞDE AĞACI İÇİN GÜZELLEME*

Her ağacın bir şiiri var

Bir yüreği bunu rüzgârlara söyleyen

Kokusu, baygın kokusu gelir 

Mayısta açan iğde çiçeklerinin.

Mayıstan hazirana

Hoş salkımlarıyla “dalları yerdedir”

Göle saçlarını çözen kadın gibi.

Okumaya devam et

ATTARIN AĞAÇLA KONUŞMASI

Seninle konuşmak bir nasip işte

Toprağa taşa, kurda kuşa

Göğün kırlangıcı yıldızlara

Yerin sorusu yolculara

Anlattığını, bana da anlat.

Seninle konuşmak bir nasip işte

Kaderin bir türküsü

Başakların ezgisi, yaprakların hışırtısı

Haşhaş çiçekleriyle konuşmak gibi

Seninle konuşmak bir nasip işte

İnsanlara anlattığın neyin nesi

Çitin üstündeki yağmura

Dilin sütünden sözcüklere,

Yemliklerin yeşilliğine,

Dağ havasına

Surun içinden süzülüp gelen rüzgârlara,

Kapılar gibi açık

Anlattığını, bana da anlat

Seninle konuşmak bir nasip işte.

Bir nasip işte seninle konuşmak

İnsanlara anlattığın neyin nesi

Sonra her şeye anlattığını

Mermerin beyazlığına

Suyun azizliğine

Ateşin maviliğine

Seyip yılkılar gibi

Çocuk yüreklerden patlak veren ırmak gibi

Dahası ekmek gibi

Yaşamak gibi, yaşamak gibi,

Anlattığını, bana da anlat

Seninle konuşmak bir nasip işte.

Bana da bir ses,  bir sonsuzluk bağışla

Ben cümle toz yumağı

Ben unutkanlık dolu dinleyici.

 

İsmail KARAKURT

*(Dergah Dergisi, Kasım 2006, 201. Sayı)

ATTAR’IN AĞAÇLA KONUŞMASI*

Seninle konuşmak bir nasip işte

Taşa, toprağa, uçup giden kuşlara

Göğün kırlangıcı yıldızlara

Yerin sorusu yolcula

Anlattığını, bana da anlat.

 

Okumaya devam et